Tate St Ives’ta açılacak olan yeni bir sergi, Litvanyalı sanatçı ve yönetmen Emilija Škarnulytė’nin eserlerini sunacak. Sergi, Škarnulytė’nin derin zaman, görünmez güç yapıları ve mitoloji ile teknolojinin çarpışması gibi konuları araştırmak için belgesel yöntemlerini spekülatif anlatılarla birleştiren sanat pratiğini inceleyecek.
Škarnulytė’nin çalışmaları genellikle Antroposen’in kalıntılarını araştıran bir “geleceğin arkeoloğu” perspektifinden ele alınır. Sanatçının filmleri ve enstalasyonları, Soğuk Savaş döneminden kalma askeri üsler, kapatılmış nükleer santraller veya derin deniz veri depolama birimleri gibi normalde halka kapalı olan mekanlara erişim sağlar. Bu mekanlar, teknolojik ilerlemeleri çevresel hasar ve insani kayıplarla dolu bir miras bırakan bir insan kültürünün kalıntıları olarak sunulur. Bu keşifler sırasında sanatçı bazen kendisini mitolojik bir melez — yarı siren, yarı kimera — olarak konumlandırarak bu anlam yüklü mekanlarda gezinir.
Sergide kişisel olanı jeopolitik olanla birleştiren eserler yer alacak. Aldona (2013) adlı filmde Škarnulytė, görme yetisini Çernobil nükleer felaketi nedeniyle kaybettiği düşünülen büyükannesini belgeler. Film, büyükannesinin Litvanya’da Sovyet döneminden kalma terk edilmiş heykellerden oluşan bir koleksiyonla etkileşime girerek tartışmalı bir geçmişin izlerini sürmesini takip eder. Bu eser, sanatçının daha geniş tematik kaygılarını samimi ve ailevi bir bağlama oturtur.
Öne çıkan bir diğer önemli eser olan Æqualia (2023), sanatçının ekolojik eleştiriye ve mit yaratımına olan bağlılığını örnekler. Yakın tarihli bir üçlemenin parçası olan film, sanatçıyı Amazon Havzası’nda yüzen bir post-hümanist varlık olarak tasvir eder. Hem bir doğa harikası hem de endüstriyel sömürünün yaşandığı bir alan olan Rio Solimões ve Rio Negro nehirlerinin birleştiği noktada çekim yapan Škarnulytė, sermayenin bölge ekolojisi üzerindeki yıkıcı gücünü ele alırken aynı zamanda mit, zaman ve gerçeklik arasındaki etkileşimi de çağrıştırır.
Ayrıca, St Ives’taki Porthmeor Stüdyoları’nda bir sanatçı misafir programı sırasında üretilen Telstar (2025) adlı yeni bir 16 mm film de sunulacak. Škarnulytė bu çalışma için Cornwall’da Neolitik dönemden kalma menhirler ve dolmenlerden Goonhilly Uydu Yer İstasyonu’na kadar bir dizi mekanı inceledi. Film, antik tarihi uzay çağının teknolojik iyimserliğiyle yan yana getirerek geniş zaman dilimlerini tek bir coğrafi alanda birleştirir.
Tate St Ives’taki enstalasyon, bir dizi büyük ölçekli, sürükleyici ortam olarak yapılandırılacak. Filmlere farklı bakış açıları sunmak için mimari yapılar kullanılacak ve bunlar cam heykeller ve ışıklı kutularla tamamlanacak. Serginin küratörlüğünü Tate St Ives direktörü Anne Barlow ve yardımcı küratör Dara McElligott üstleniyor. Sergi, 6 Aralık 2025 – 12 Nisan 2026 tarihleri arasında görülebilecek.