MIT List Visual Arts Center, hastalık, biyoteknoloji ve siyasal ekonomi başlıklarını birbirine ören ve bu tartışmaları müzenin çevresindeki bio-farmasötik ekosisteme yerleştiren Goldin+Senneby: Flare-Up sergisini sunuyor. Sergi, Stockholm Üniversitesi’nin çağdaş sanat mekânı Accelerator’da başlatılan bir projeden hareketle ölçekli yerleştirmeler, yeniden kurgulanan çerçeveler ve metin temelli işleri bir araya getirerek bağışıklık metaforlarının bedenleri, ormanları ve piyasaları nasıl biçimlendirdiğini inceliyor. Sergi, bağışıklığı yalnızca tıbbi bir kavram olarak değil, ekolojik ve ekonomik yaşamı düzenleyen bir çerçeve olarak ele alıyor.
Hastalık bir yapı; reçine bir yöntem
Sergi, sanatçıların multipl sklerozla (MS) doğrudan karşılaşmalarından ve bağışıklık sistemini bir ordu gibi tanımlayan — “aşırı aktif”, “kendine saldıran”, “savunmacı” — tıbbi dilden yola çıkıyor. Goldin+Senneby, bu kalıp yargıları çam reçinesi aracılığıyla maddileştiriyor ve sorguluyor: ağacın yarasını mühürleyen yapışkan salgı, burada hem bir madde, hem bir simge, hem de spekülatif bir yakıt olarak işlev görüyor; insan ve insan-ötesi bedenlerin birlikte düşünülmesini mümkün kılıyor. Reçineyi hem metafor hem de malzeme olarak kullanmak, kişisel kırılganlığı daha geniş çevresel yönetim sorularına bağlıyor.
Projenin bir hattı, enerji amacıyla reçineyi aşırı üretmek üzere tasarlanan genetiği değiştirilmiş çamları da ele alıyor; böylece bağışıklık “tahkimatı” söylemi, sanayi tipi çıkarım ve çevresel risk mantığıyla kesişiyor. Bir bedeni “güçlendirmeyi” hedefleyen aynı mantık, kaynak sömürüsünün kılavuzuna dönüşebiliyor.
Çift yönlü anlatı: kurgu ve klinik
Triple Canopy tarafından sipariş edilip edit edilen, yazar Katie Kitamura ile yürütülen işbirliği; organizma ile birey arasındaki bölünmüş dikkati yansıtan örgülü bir anlatı kuruyor. Ziyaretçilere dağıtılan küçük bir kitapçıktaki basılı alıntılar iki hatta açılıyor: biri bağışıklık tepkisi aşırı hızlanmış bir çamı izliyor; diğeri ise tedavi gören, kimlik duygusu incelip püsküllenirken ilerleyen bir erkeği. İki anlatı, metaforların tıbbi söylemden gündelik hayata nasıl göç ettiğini ve bedenlerden neleri taşımalarının beklendiğini sınamaya açıyor.

İçlem, sızıntı ve risk sahneleri
Ana yapıtlar arasında Resin Pond, mekânı sığ, camsı, kehribar renkli bir havuza dönüştürerek doğrudan geçişi sessizce engelliyor. Ziyaretçiler, yaraları mühürlemek ve fosilleri süspansiyonda tutmakla ilişkilendirilen bir malzemede kendi yansımalarıyla karşılaşarak duvarlara paralel dolaşıyor. Yapıtın biçimsel “içlem”i, taşkınlığın dizginlenemez çağrışımlarıyla gerilim kuruyor — bağışıklığın paradoksu gibi: korumaya yönelik bir mekanizma, aynı zamanda bunaltıcı olabiliyor. Yerleştirme, bizzat hareketi eşiklere, korunmaya ve taşmaya dair bir argümana çeviriyor.
Crying Pine’da sanatçılar, reçineyi aşırı üretmek üzere biyomühendislikle geliştirilmiş bir loblolly çamını — yenilenebilir yakıt araştırmalarıyla bağlantılı bir özellik — sunuyor. Düzenleyici izinlerle kontrol altında sergilenen örnek, kapsüllenmiş ve arkadan aydınlatılmış bir laboratuvar nesnesi olarak hem ışıltılı hem kırılgan görünüyor. Ağaç, hiper-işlevsel savunmaları tarafından yutulmuş bir varlık gibi okunuyor; otoimmün “flare-up”ların canlı karşılığı. Uzaktan tahkimat gibi duran şey, yakından bir gerilim ve ifşa hâline dönüşüyor.
Manzarayı ve protestoyu yeniden çerçevelemek
After Landscape serisi, bakışı doğrudan müze aygıtına çeviriyor. Dizi, manzara resimlerini hedef alan tarihsel protesto eylemlerini bu kez “iklim çerçeveleri” üzerinden yeniden kuruyor — koruma birimlerinin sıcaklık ve nemi dengelemek ve giderek daha fazla müdahaleyi caydırmak için kullandığı sızdırmaz kasalar. Boş çerçeveler olarak yeniden üretilen bu nesneler, temsille korumayı üst üste bindiriyor: çerçeve hem görüntünün maddi sınırı, hem de neyin, nasıl muhafaza edileceğine ilişkin kurumsal önceliklerin amblemi. Aktivist jestleri koruma teknolojisinden geçirerek, manzarayı tarafsız bir “görüş” değil, idare edilen bir sistem olarak yeniden tarif ediyor.
Farmakoloji, dindarlık ve resmin arka yüzü
Swallowimage işleri, ölüm, hastalık ve bakım temalı tarihî yağlıboyaları ters çevirerek genellikle gizli kalan ham tuvali görünür kılıyor. Sanatçılar, bu yüzeylere, uzun süre “uzun ömür iksirleriyle” ilişkilendirilmiş, daha sonra modern MS tedavilerinin geliştirilmesinde rol oynamış immünsüpresif mantar Isaria sinclairii’yi yerleştiriyor. Başlık, bir zamanlar halk ilacı olarak yutulan küçük dindar imgeler anlamına gelen Schluckbildchen’e gönderme yapıyor; böylece çağdaş farmakolojiyi, görüntü ile yutmanın iç içe geçtiği eski pratiklere bağlıyor. Etkin bir organizmayı resmin verso’suna yerleştirmek, inanç, ritüel ve biyokimyanın hâlâ resim yüzeyinin kıyılarından işlediğini ima ediyor.
Görüntüleme, metrikler ve piyasa
Triple Canopy ile geliştirilen bir deneme, projenin metinsel omurgasını oluşturuyor ve biyomedikal imgelerin hem kanıt hem de para birimi gibi nasıl dolaşıma girdiğini inceliyor. Metin, MS araştırmalarında MR’ın “beyaz lekeleri”nin — sayması ve görselleştirmesi kolay lezyonların — ağırlığına ve bu ölçülebilir etkilerin terapötik değerin kıstası hâline gelişine odaklanıyor. Görünebilirlik başat ölçü hâline geldiğinde, klinik öncelikler günlük yaşamı en çok etkileyene değil, en kolay sayılabilene doğru kayabiliyor. Amaç, etkinliğe hüküm vermek değil; “bakım” sayılanın, görme biçimleriyle nasıl şekillendiğini göstermek.
Veri olarak bedenler; performans olarak uyum
Sergi, küçük ama iğneleyici aygıtlar aracılığıyla Goldin+Senneby’nin emek ve finansallaşma ilgisine de geri dönüyor. Lego Pedometer Cheating Machines — akıllı telefonun adım sayacını şişirmek için onu hafifçe sallayan ev yapımı düzenekler — “wellness”ın oyunlaştırılmasını açığa çıkarıyor. Sağlık programlarının etkinlik verisini giderek daha fazla teşvik ettiği veya zorunlu kıldığı bir dönemde bu cihazlar, uyumun performatif emeğini görünür kılıyor: zaman, hareket ve ev içi mekân, dışsal bir metriği tatmin edecek sayıları üretmeye seferber ediliyor. Humor kuru; mesaj berrak: metrikler buyruğa dönüştüğünde bedenler gösterge panolarına göre kalibre ediliyor.
Küratoryal bağlam ve kurumsal dolaşım
List Center için baş küratör Natalie Bell, Flare-Up’ı klinik ve ekolojik yaşamı kanallara sokan hukukî ve ekonomik altyapıları araştıran bir proje olarak konumlandırıyor. Müzeyle komşu laboratuvarlar, girişim sermayesi ofisleri ve ilaç şirketleri, sanat araştırmasının bilimsel araştırmayla yan yana durması gerektiği fikrini keskinleştiriyor: bir illüstrasyon olarak değil, onun metafor ve teşviklerine uygulanan bir stres testi olarak. Proje aynı zamanda kurumsal sınırlar aşan bir işbirliği: Richard Julin küratörlüğünde Accelerator’da başlayan çalışma, MIT’ye Bell’in asistan küratör Zach Ngin ile organize ettiği, büyütülmüş ve mekâna duyarlı bir versiyonla geliyor. Stockholm’deki bir üniversite galerisi ile Cambridge’deki bir üniversite müzesi arasındaki geçiş, serginin klinik, orman ve piyasa arasında gidip gelmesini yansıtıyor.
“Flare-Up”ın nihayetinde söylediği
Bütününde Flare-Up açık bir önerme kuruyor: bağışıklık, tıbbî olduğu kadar siyasî ve ekolojik bir meseledir. Yarayı mühürleyen reçine yakıt olarak toplanabilir. Bir görüntüyü koruyan çerçeve, mesajı da etkisizleştirebilir. Teşhisi “kanıtlayan” imge, bir değer zincirini de sabitleyebilir. Bu iç içe geçişleri serinkanlı bir düzende sahneleyen sergi, korumanın nasıl çıkarıma; görünürlüğün nasıl paraya çevrilmeye; bakımın nasıl denetime akabildiğini gösteriyor.
Serginin biçimsel ölçülülüğü, argümanın parçası. Sonuçlar ilan etmek yerine bir ilişkiler alanı kuruyor: geçilemeyen bir havuz; “fazla” eksüde eden bir ağaç; çitleyerek koruyan bir çerçeve; arka yüzden “iyileştiren” bir resim; görüntülerin laboratuvardan piyasaya geçişini izleyen bir deneme. Her durumda çalışma, yarayı, çareyi, manzarayı ya da metriği tanımlayan teknik, hukukî ve ekonomik sistemleri fark etmeye ve bu tanımların bedenler ile kurumlar arasında nasıl dolaştığını düşünmeye çağırıyor.

Sergi bilgileri
Goldin+Senneby: Flare-Up
Sergi tarihleri: 24 Ekim 2025 – 15 Mart 2026.
Mekân: Hayden Gallery, MIT List Visual Arts Center, 20 Ames Street, Bldg. E15-109, Cambridge, Massachusetts 02139.