Netflix’in Meksika yapımı filmi “Baba Arayışı”, baba-oğul formülüne yeni bir bakış açısı getirerek merak uyandırıcı bir soru soruyor: Bir baba ile oğul arasındaki bağı kuran biyolojik bağ mı, yoksa bu bağ anılar ve birlikte yaşanan deneyimlerle mi oluşuyor?
“Baba Arayışı”, izleyicisine her zaman işe yarayan o filmlerden birini sunuyor: sevimli bir çocuk, babasıyla sorunlu bir ilişkisi ve filmin ilerleyişiyle birlikte bu sorunların üstesinden gelmeleri. Yönetmen Salvador Espinosa, bu klasik formüle olabilecek en geleneksel şekilde yaklaşıyor; ne biçimsel ne de anlatısal olarak herhangi bir yenilik arayışına girmiyor. Çünkü “Baba Arayışı”, tam olarak görmeyi beklediğimiz şeyi, tam olarak beklediğimiz şekilde sunuyor ve meseleyi tam olarak beklediğimiz gibi çözüme kavuşturuyor.
Aile filmi mi arıyorsunuz? İşte karşınızda.
Konu
“Baba Arayışı”in konusu, hayatı, oğlunun biyolojik çocuğu olup olmadığını öğrenmesiyle alt üst olan televizyon yapımcısı Gallo’nun etrafında dönüyor. Benito’nun annesinin bir kazada ölmesiyle her şey daha da karmaşıklaşıyor. Ancak Gallo, bu gerçeğin ilişkilerini zedelemesine izin vermek yerine önemli bir karar alıyor: Benito ile birlikte bir yolculuğa çıkarak gerçeği ortaya çıkarmak. Bu süreçte annesinin tanıdıklarına sorular soruyor, araştırmalar yapıyor ve birlikte seyahat ediyorlar. Bu yolculuk, ikili arasındaki bağı daha da güçlendiriyor.

Oyuncular
Filmin yetenekli oyuncu kadrosunda baba rolünde Michel Brown yer alıyor. Oğlu Benito’yu ise Martino Leonardi canlandırıyor. Mayra Hermosillo da filmde rol alıyor. Yardımcı oyuncu kadrosunda ise Eduardo Santamarina, Fernanda Castillo, Julieta Egurrola, Angélica Vale, Erik Rubín, Arath de la Torre, Ricardo Fastlicht, Ricardo O’Farrill, Morena González, Daniel Ábrego, Ezequiel Cárdenas, Angélica Rogel ve Alexis De Anda gibi isimler yer alıyor. Bu zengin kadro, yolculukları sırasında karşılaştıkları çeşitli karakterlere işaret ediyor.
Film Hakkında
“Baba Arayışı” her şeyden önce bir aile filmi ve bu türün yerleşik kurallarının dışına çıkma gibi bir iddiası yok. Bu formülün mucidi Charles Chaplin’den bu yana bir asırdan fazla bir süre geçti ve halk nezdinde her zaman harika sonuçlar verdi: beğenildi, beğeniliyor ve gelecekte de beğenilmeye devam edecek gibi duruyor.
Ancak herkesin zevkine hitap etmeyebilir: Eğer yeni ve özgün bir şey arıyorsanız, “Baba Arayışı” muhtemelen sizin için doğru film değil. Senaryodan hiçbir sapma yok ve komedi unsurları, kimseyi rahatsız etmemek adına oldukça ölçülü tutulmuş.
“Baba Arayışı” kötü bir film değil, ancak formüle o kadar sıkı sıkıya bağlı kalıyor ki, aynı türden binlerce film izlemişiz hissi uyandırıyor. Herkes işini iyi yapıyor ve ne tür bir filmde yer aldıklarının farkındalar: anlatıda herhangi bir doğaçlama yok çünkü formül o kadar iyi işliyor ki, senaryodan sapmak neredeyse kutsal bir şeye saygısızlık olurdu.
Sürprizlerden uzak, “Baba Arayışı” beklediğiniz aile filmini olabilecek en klasik şekilde sunuyor ve kimseyi şaşırtmasa da, duygusal bir deneyim yaşatıyor.
İyi seyirler.
“Baba Arayışı” Nerede İzlenir?