Antony Gormley’in Seul’deki ilk kişisel sergisi olan “Inextricable”, Thaddaeus Ropac ve White Cube adlı iki ayrı galeride sunulacak. Sergi, sanatçıya göre “artık dünyanın bizi inşa ettiği” bir noktaya evrilen, insanlık ve kentsel çevre arasındaki dolaşık ilişkiyi inceliyor.
Sergi, dünya nüfusunun yarısından fazlasının kentsel bir düzen içinde yaşadığı ve bu oranın önemli ölçüde artmaya devam edeceği öngörüsüne dayanan güncel bir gerçeklikten yola çıkıyor. Bu bağlamda “Inextricable”, bedenin ve çevresinin birbirini nasıl karşılıklı olarak oluşturduğunu araştıran bir sorgulama işlevi görüyor ve şehrin malzemeleri ile yöntemlerini kullanarak bedensel ve mimari alan arasında bir rezonans yaratıyor. Seul’ün hızlı dönüşümü ve yoğun altyapısı göz önüne alındığında, serginin bu şehirde sunulması özel bir anlam taşıyor.
Hannam bölgesindeki Thaddaeus Ropac galerisinde yer alan eserler, bedenin içsel durumunu ve evsel mekânlardaki konumunu sorguluyor. ‘Extended Strapworks’ serisinden üç eser — Dwell, NOW ve HERE — bir Möbius şeridinin tekrarlamalı mantığını izleyen, iç ve dışı tek bir kesintisiz yüzeyde birleştiren döngüsel çelik şeritler kullanıyor. Bu heykeller, galerinin doğrusal geometrileriyle etkileşime girerek mimari sınırlarına kadar uzanıyor. OPEN DAZE ve HOME ile temsil edilen ‘Open Blockworks’ serisi ise Gormley’in katı blok formlarını, çevrelerine duyarlı kalmaya devam eden gözenekli, hücresel yapılara dönüştürüyor. Alt kattaki bir grup ‘Knotworks’ ise, sıhhi tesisat ve ulaşım yolları gibi inşa edilmiş dünyanın bağlantısal altyapılarını anımsatan formlar aracılığıyla beden-mekân haritasını çıkarıyor.
Cheongdam bölgesinde yer alan White Cube’deki sergide, bedeni inşa edilmiş çevrenin söz dizimi aracılığıyla dönüştüren altı heykel bulunuyor. Sergi, gerçek boyutlu iki adet dökme demir ‘Blockworks’ ile kamusal alana taşıyor. SWERVE IV, yaya ve araç trafiğinin ortasında fiziksel bir varlık göstermek için kaldırım kenarına yerleştirilirken, COTCH XIII alçak bir duvarın üzerine düşünceli bir duruşla konumlandırılıyor. Yine dış mekânda yer alan RETREAT: SLUMP, dar bir koridorda yaya akışıyla karşı karşıya gelen, müstahkem ve kendi içine kapalı bir form olarak duruyor. Galerinin içinde ise BIG SLEW ve BIG FORM III gibi ‘Beamer’ serisi eserler, üç Kartezyen eksen boyunca düzenlenmiş, birbirine geçen çelik kirişlerden oluşuyor ve bedensel kütleyi mimarinin doğrusal diline tercüme ediyor.
Sanatçıya göre sergi, “bedenlerimizin habitatımızın mimarilerine nasıl bağlı olduğunu somutlaştırıyor”. Seul’deki bu proje, Gormley’in SAN Müzesi’ndeki büyük enstalasyonlarının ardından geliyor ve Buhara Bienali’ne katılımı ile Dallas, Teksas’taki Nasher Heykel Merkezi’nde gerçekleşecek olan müze retrospektifi gibi diğer önemli uluslararası sunumlarla eş zamanlı olarak düzenleniyor.
Sergi, Frieze Seoul’un dördüncü edisyonuyla eş zamanlı olarak 2 Eylül 2025’te açılacak. Thaddaeus Ropac’taki sunum 8 Kasım 2025’e kadar devam edecek, White Cube’deki sergi ise 18 Ekim 2025’te sona erecek. Gormley’in bu dönemdeki diğer etkinlikleri arasında SAN Müzesi’ndeki enstalasyonları (30 Kasım’a kadar görülebilir), 5 Eylül – 20 Kasım 2025 tarihleri arasında Buhara Bienali’ne katılımı ve 13 Eylül 2025 – 4 Ocak 2026 tarihleri arasında Nasher Heykel Merkezi’ndeki retrospektifi yer alıyor.