Gary Lang’in ‘The Other Side of Me’ Eseri, Sydney Opera Binası’nda Yerinden Edilmenin Ses Mimarisini İnşa Ediyor

Kıtalararası bir düet, Çalınmış Kuşaklar deneyimini keşfetmek adına geleneksel Manikay’ı avangart ses tasarımıyla harmanlıyor.

The Other Side Of Me 2025. Dance X. Credit: Gregory Lorenzutti
Alice Lange
Alice Lange
Alice Lange müzik konusunda tutkulu. Prodüksiyon alanında çeşitli gruplarda yer aldı ve şimdi deneyimini gazetecilik alanına taşımaya karar verdi. Ayrıca film ve televizyon eleştirileri yapıyor ve...

Hareket ve işitsel mimarinin kesişimi, Gary Lang NT Dance Company’nin son derece mahrem bir eserin prömiyerini yapmaya hazırlandığı Sydney Opera Binası’nda sahnenin merkezine yerleşiyor. BlakDance yapımcılığında sahnelenen The Other Side of Me (Benim Diğer Yüzüm), yalnızca görsel bir performans değil, aynı zamanda Çalınmış Kuşaklar’dan (Stolen Generations) sağ kurtulan bir bireyin parçalanmış kimliğinde yol alan karmaşık bir sonik peyzaj sunuyor. Arnhem Land’in kadim sözlü geleneklerini çağdaş kompozisyonla birleştiren yapım, iki kültür, iki aile ve iki kıta arasında sıkışıp kalmış bir adamın içsel yolculuğunu sarsıcı bir dille keşfe çıkıyor.

Uyumsuzluğun ve Harmoninin Anlatısı

Bu prodüksiyonun kalbinde yürek burkan gerçek bir hikaye yatıyor: Ailesinden koparılarak bir İngiliz köyünde büyütülen Aborjin bir çocuğun öyküsü. Bu coğrafi ve kültürel yer değiştirme, prodüksiyonun yapısal düzenlemesine de yansıyor. Eserleri genellikle “yerli balesi” estetiğiyle övülen ünlü Larrakia sanatçısı Gary Lang tarafından koreografisi hazırlanan parça, kahramanın içsel diyaloğunu cisimleştiren bir düet işlevi görüyor. Hikaye anlatımı, travma ve ceza adaleti sistemi tarafından inşa edilen zihinsel hapishaneleri keşfederken, göze olduğu kadar kulağa da hitap ediyor. Lang, eserin belirli bir tarihe demir atmış olmasına rağmen, hapsedilme ve kişisel özgürlük arayışı gibi evrensel temalarla yankılandığını, böylece müzik formuna aşina olan herkesin tanıyacağı bir gerilim ve çözülme (tension and release) yarattığını belirtiyor.

The Other Side Of Me

Kompozisyon: Manikay’ın Modern Ses Peyzajlarıyla Buluşması

Müzikolojik bir perspektiften bakıldığında prodüksiyon, İlk Uluslar’ın geleneksel enstrümantasyonu ile modern teatral ses tasarımı arasındaki boşluğu dolduran etkileyici bir işbirliği geçmişine sahip. Eserin partisyonu, karmaşık armonik yapılar ve türler arası geçişken kompozisyonlarda uzmanlaşmış Sam Pankhurst tarafından bestelendi. Ancak parçanın tınısı (timbre), ödüllü Yolŋu ozanı ve Rirratjingu klanının gelenek koruyucusu Banula Marika’nın katılımıyla tanımlanıyor. Marika, esere hem bir anlatı aracı hem de manevi bir çapa olarak hizmet eden Manikay’ı (geleneksel şarkı döngüleri) katıyor. Ataların tarihiyle yüklü bu vokalizasyonlar, Arian Pearson’ın atmosferik ses tasarımıyla yan yana getirilerek, geçmişin yankısının (reverb) şimdiki zamanın dolaysız gerçekliğiyle çarpıştığı polifonik bir doku yaratıyor. Bu akustik katmanlama, The Studio sahnesinin samimi frekans tepkisini kullanarak izleyiciyi karakterin yaşadığı oryantasyon bozukluğunun içine çekiyor ve kahramanın ikili varoluşunu simüle ediyor.

Kültürel Akustik ve Dramaturji

Prodüksiyon değerleri, partisyonun ötesine geçerek, hem duygusal hem de işitsel tonalitenin otantik kalmasını sağlamak amacıyla derinlemesine bir kültürel danışmanlık sürecinden besleniyor. Anlatı yayı, kültürel danışman Josie Cranshaw’ın katkıları ve Lang’in yeğeni Jesse Norris’in, İlk Uluslar erkeklerinin adalet sistemindeki temsiliyetine dair sağladığı kültürel dramaturji ile rafine edildi. İngiltere’deki Northumbria Üniversitesi’ni de içeren bu işbirliği, sömürgeciliğin akustik yaralarına ışık tutarak sessiz iç gözlem anlarından yüksek yoğunluklu sekanslara uzanan bir dinamik aralık yaratıyor. İlk Uluslar Programlama Başkanı Michael Hutchings, bu hikayeyi Opera Binası’ndan on binlerce yıl öncesine dayanan bir hikaye anlatıcılığı merkezi olan Tubowgule’ye getirmenin önemini vurguluyor.

The Other Side Of Me
The Other Side Of Me. 2025. Dance X. Credit: Gregory Lorenzutti

Etkinlik Detayları ve Biletler

Bu uluslararası ve kültürlerarası işbirliği, prömiyerin ardından Avustralya’nın doğu kıyısındaki yedi merkezi kapsayan bir turneye çıkacak. Sydney sezonu, 6 – 9 Mayıs 2026 tarihleri arasında Sydney Opera Binası, The Studio sahnesinde gerçekleşecek. Ön satışlar 25 Kasım 2025 Salı günü saat 09:00’da, genel satışlar ise 28 Kasım 2025 Cuma günü saat 09:00’da başlayacak.

ETİKETLENDİ:
Bu Makaleyi Paylaş
Yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir